Serhat Yelduran’ın hayata dair tutkuları, ailesinin köklü gelenekleriyle çarpışıyor. Başarılı bir cerrah olarak görünen veliaht, aslında kendi kaderini kurarken kan davasının ağır gölgesinde yürümeyi sürdürüyor. Bu gidişat, İstanbul’da hayat bulan sırlar ve modern aşkın yankılarıyla birleşiyor ve Serhat’ın dünyasını sürekli olarak sallıyor.
İstanbul’un kalbinde yankılanan bir aşk hikayesinin içindeyiz; Melek, Serhat’ın hayatının merkezine oturan ve ailesinin sakladığı sırları bilmeden yaşayan bir kadın. Onunla olan bağ, tutku ve hayal kırıklıkları arasında gidip geliyor. Melek’in varlığı, Serhat’ın sırlarını daha da büyütüyor ve iki dünyanın arasındaki ince çizgiyi belirliyor.
Ayrıca Yıldız adlı genç kadın, Yelduran ailesinin kan davasını sonlandırmak amacıyla Serhat ile evlenmeyi kabullenir. Bu evlilik, onun için kendi kaderinden kaçış olarak görülse de, işin içine giren entrikalarla birlikte gerilim artar ve çiftin yolu pek çok engelle karşılaşır.
Yardımcı karakterler arasında Sultan Yelduran, ailenin kalesi olan otoriter annesi olarak karşımıza çıkıyor; geleneklere sıkı sıkıya bağlı bir figür. Zivan Ağa ise ailenin düşman örgütleriyle olan hesaplaşmasında kritik rol oynayan kararlı bir lider olarak öne çıkar. Ailenin babası Bekir Yelduran, eski düzeni temsil eden bir figür olarak tanımlanır; ancak Sultan’ın etkisi altındaki kendi konumunu zamanla sorgular hale gelebilir.
Akif Yelduran, Serhat’ın amcasının oğlu ve güç arayışında tehlikeli bir aktör olarak öne çıkar; Dilan ve Cüneyt gibi karakterler ise ailenin sırlarına dair kilit bilgilerle hikayenin kilit parçalarını oluşturan önemli figürlerdir. Bu zengin kadro, kan davalarının gölgesinde ilerleyen bir aile draması sunar ve her bir karakter kendi hedeflerine ulaşmaya çalışırken birbirleriyle çatışır.