Osman Bey, uzun süredir mücadelesini verdiği hedefe ulaşmış, obasını yeniden hakimiyeti altına alarak yeni bir düzen kurma yolunda ilk adımını atmıştır. Ona gönülden bağlı olanların sayısı giderek artarken, Hasan Alp ve Koca Bey gibi önemli Türkmen beylerinin katılımıyla Osman Bey’in gücü daha da pekişir. Ancak bu yeni düzenin temelleri atılırken, hem içeriden hem de dışarıdan gelen tehditler karanlık bir gölge gibi yaklaşmaktadır.
Esenbike ve Sargun’un beklenmedik ölümleri uçlarda büyük bir kargaşaya yol açar. Bu ölümlerden sonra Olcaytu Han’ın elçisi Kuçar, Osman Bey’in kapısını çalar ve kan bedeli olarak ondan bir kızını ve bir oğlunu ister. Osman Bey, bu hadsiz talebe nasıl karşılık verecektir? Gerçek katilin kendisi olmadığını ispatlayabilecek midir?
Bu sırada, Osman Bey’in geçmişten gelen en büyük düşmanı Sofia, Konstantinopol’den aldığı destekle sahalara geri döner. Eski bağlarını kullanarak Komutan Claudius’u devreye sokar. Claudius, Osman Bey’i alt etmek için sinsice hazırlanmış planlarıyla uçlara gelir. Claudius’un hedefi nedir? Osman Bey bu yeni düşmanı karşısında nasıl bir strateji geliştirecektir?
Dış tehditlerle boğuşan Osman Bey, içte ise başka bir savaşla karşı karşıyadır. Şehzade Orhan ve Şehzade Alaeddin arasında filizlenen anlaşmazlık, sarayın içinde huzursuzluğa neden olur. Bu kardeş kavgası büyüdükçe, hanedanın geleceği tehlikeye girer.
Öte yandan Sofia, bu kez Halime’yi hedef alır. Onu kendi hain planına dahil etmek için harekete geçer. Ancak Halime, oyuna gelmeyecek ve Sofia’nın gerçek yüzüyle yüzleşmeye kararlıdır. Halime’nin hamlesi ne olacak? Sofia’nın planları suya mı düşecek?
Tüm bu gelişmeler, Osman Bey’in hem tahtını hem de hanesini sarsacak büyük bir fırtınanın habercisidir.